Sayfalar

12/14/2012

Birlikte Sevemez miyiz?


Biri en yakın arkadaşınken, sana arkadaşlıktan fazlasıyla ilgi gösterdiğinde onu artık kalbinin başka bir yanıyla mı seversin?
Biz hiçbir zaman aynı anda aynı sevemedik birbirimizi. Sen aşkla severken ben arkadaşlıkla seviyorum. Ben aşkla severken sen beni başka seviyorsun.Biz, ikimiz kardeş gibi sevdik,arkadaşça,sevgili gibi sevdik biz.Ama hep iki çift gözün,birkaç parmağın ve kalın bir poların altında süzülen sıcaklıkta gizlendi hepsi.Bir söz var : "Biz, birbirinin hayatına giremeyen, çıkmayı da beceremeyen iki kişiyiz sadece." Bence bu söz bize yazılmış.Ama sadece bize değil.
Hep kim söyleyecek diye merak ettiğimiz bir oyun var hani.Kim yenilecek?Birlikte oynuyoruz hep.Oyunun adı : Seni seviyorum.Sen ödleksin ben gururlu.İçimden her zaman bir istek .. Sana gelip içine girermiş gibi sarılıp kollarında kaybolmak olacak.Kendimi küçücük bir kadın gibi hissediyorum yanında.Sığınacak bir yermişsin gibi bakıyorum yerden yerden.Yüzümü göğsüne bastırıp kokunu çekmek,orada yer edinmek...Bunu yaparsam sımsıkı bana sarılıp bırakamayacağını biliyorum.Ama gurur denen bir şey var ve bence bu çok saçma.Ama bunu yaparsam daha da küçülmüş hissederim ve savunmasız.İkisini de hissetmek istemiyorum.Oysa ki ben sadece yanımda olduğunu hissetmek istiyorum.Saçmaladığımı biliyorum.Aslında zaten ben yapıyorsam saçma olmaması saçma.Ama yaptıklarından ve yapamadıklarından sonra sen hak etmediğin için gelmiyorum ben sana.
Yüzsüzlüğünü de hatırlıyorum bazen.Şu defalarca sorduğun sorunu asla unutmuyorum.

-Benden hala hoşlanıyor musun?
-Senden hiç hoşlanmadım.
-Geçen sefer hoşlandığını söylemiştin.
-Sürekli soruyordun.Vereceğin cevabı merak etmiştim.İyi ki öyle demişim.
-Neden?
-Çünkü artık arkadaşlığımı bile hak etmediğine karar verdim.
-Öyle mi?Neden böyle düşünüyorsun?
-Evet, öyle.Çünkü benimle nasıl konuşacağını bile bilmiyorsun. Seviyesizsin, ukalasın ve alınma ama.. ya da alın umurumda değil, hiç terbiyeli değilsin. Zaten bence sen korkaksın da.
-Senin de pek kibar olduğun söylenemez.
-Kibar biri değilim ve sen korkak olduğunu inkar edemedin.

Onca hata yaptın ama ben asla sana hayır demedim. Bir tek sana sırt çeviremedim. Şimdi asla yapmam ama düşün ki geliyorum yanına. Giriyorum kollarının arasına.. kokunu alıyorum.. yüzümü göğsüne iyice yerleştiriyorum, polarınla senin aranda kayboluyorum ama oradayım. kollarınla sarıyorsun bedenimi.Yüzünü saçlarıma gömüyorsun,gözlerini kapatıyorsun,iyice sıkıyoruz birbirimizi, sarılıyoruz doyasıya bir nefes çekiyoruz içimize.Sonra ben kaldırıp yüzümü, sana bakıyorum.Sana gelmekle gelmemek arasında gidiyorum ben.Bir anda yürüyüp gidiyorum gerine.Doydum ya sana,doyamadım ya ben sana hiç.Düşün ki çok doydum.Ama unutma hiç bu doyumsuzluğu.Birbirimizi aynı anda sevmeden asla doyamayacağız birbirimize. Ama seversek de yaşanmayanların hiçbir anlamı kalmaz.Şimdi sanki ceza verir gibi bir başkasını alıyorsun kollarına.Ben bundan sonra sana asla gelmeyeceğim.Hayır, demek artık kolay olacak ve ceza bile vermeyeceğim ben sana.Çünkü eğer sana ceza verirsem sevmekten vazgeçemem.

11/11/2012

Allah'ım Sen Beyin Vermişsin Ben Biliyorum


Dün gecenin bir saatinde can bu ya Türk Kahvesi çekti canım. Şimdi bile kokusu burnumda. Acıktırdı beni. Kahvemi içtim, fincanımı kapattım, beklettim. Sonra açtım baktım şöyle biraz. Ama tık yok bende. Anlamadım hiçbir şey. Sanki böyle Allah korusun da ruh suratlı bir şey belirmiş fincanın dibinde. Ama kesin yanlış yorumladım.  Yorumlamak. Kendimi anlamıyorum ben bazen. Bir hevesle fotoğraflarını çektim kahve kalıntısının. Dedim şunu twittera atarım birileri vicdanı varsa hayrına yorumlar. Nerede bende o sabır. Bekleyemedim o vicdanlı insanları. Sonrası malum... 

Bu arada şöyle bir twittera da baktım da bilmem tee kaç saat önce salak bir kızın tekinden falıma bakmasını istedim.Bildiğin rica ettim. Etrafımda yok öyle kahve falına falan bakacak insan.Bir de öyle zeki, normal,olgun bir kadın bigi falan göründü gözüme. Bu arada gibinin doğrusu bigiymiş haberiniz ola. Araya reklam girdim biliyorum ama biz daha bebeyken ilk başlarda bigi dermişiz,ana dilimizde bu doğruymuş. Türkçede doğru olan bu yani. Büyüklerimiz de bizim yanlış söylediğimizi sanıp düzeltmeye çalışırmış. Çok biliyorlar ya. İnsan bir merak eder,bu bebeye biz daha böyle bir şey öğretmedik, der ve bir sorar kızım,oğlum bigi ne lan, der. Sonra başka kelime biliyorsak cevap veririz herhalde biz de. Şimdi de biz çok biliyoruz. Neyse.

Annem ben nereden bileyim kızın 15 yaşında ergenlikten kurtulamamış bir bebe olduğunu.Gözlüğünü de takmış insanların maymundan geldiğinin ispatı gibi fotoğraflar çekmiş dudağını uzatıp.Yanlış anlaşılmasın, 15 yaşındaki gözlüklü ergenlere bir şey dediğim yok.Öyle bahsettiğim gibi biri yoksa da alınacak kimse de yoktur.Sadece bu kıza söyleniyorum.Sonra baktımki böyle görünüşü bir acayip tabi. Bunu en sonunda fark ettim, o ayrı mesele. 
Yaşadığı yerde olup olmadığımı sormuş bana. Yok, dedim.Orada yaşamıyorum.İnsan biraz beyin sahibiyse bir bakar twitlerime! Atmışım zaten kahvenin fotoğrafını.Tekrar söylüyorum tabi attığımı. Tekrar atıyorum hatta. Bu beyin sahibi insan aradan kaç saat geçiyor cevap bile vermiyor. Cibiliyetsiz! Ben sabahtan akşama kadar bir cevap geldi mi, falımı yorumladı mı diye merak edip durayım!!! Gitmiş manyak manyak twitler atmış hanımefendi. Şeytan diyor ki... Neyse şeytan çok şey diyor.Hepimizden geveze ya zaten.Demem o ki, arada bir yoklamak lazım o beyin işliyor mu diye. Bir Türk olarak söylemek istiyorum ki, hepimiz biliyoruz : İşleyen demir pas tutmaz. Yani işlemiyorsa sorun var demektir. Anladım ki hava olsun diye demiş ay fal bakmaktan gına geldi, diye. Gerizekalı ergen. Git ders mers çalış! Twitterlarda facebooklarda askfmlerde sürtme!

En sonunda kafama dank eden bir şey var. Ben twittera o kahvenin fotoğrafını koyarak tüm sırlarımı verdim millete.İnşallah kimse demez, şu kızın kahvesine bir bakayım ne haltlar karıştıracak gelecekte, diye.

Sabırsız Yaratılmışım


"Ben neden her şeyin bir anda olabileceğine inanıyorum bilmiyorum." deyip buradan kaçasım var ama yok öyle bir dünya. Yani sınırsız bir hayal gücüne sahipken her şeyi olur hale getirmişken birdenbire çıkıp, aaağhhh bu olmaz kalk kızım kalk git kaybol buradan, diyorum. Sonra da zaten bana bir zararı olmaz çıkar içindekini yaslan arkana konuş, diyorum.
Saçma sapan konuşurum, sorular sorarım sonra da kendi başıma cevaplarım. Neden böyleyim? Sabırsızım çünkü.Bak yine cevapladım işte.Çünkü kendim cevaplayamayacağım soruları sormuyorum.Yani yalnızca kendim hakkındaysa.Hem zaten kendi hakkımdaki soruların cevabını ben bilmeyeceksem başkalarının bilmesi çok saçma sapan bir şey olmaz mıydı? Olabilirdi. Bir de annemi henüz inandıramadım erken doğduğuma. Ona yanıyorum. Yani tamam kadın kendi doğurdu, biliyordur falan ama.. Şimdi sence, bencesi de yoktur ama.. Yani sonuçta 'ama' denen bir zıkkımın peki var arkadaş!
Annem ne kadar yalanlasa da ben erken doğduğuma inanıyorum hep. Öyle de. Zaten kendisi de söylüyor : "Duramıyordun sanki içimde." Diyorum ben de : "Duramadım zaten." Zaten birçok huyumda anormallikler olduğu halde çok normal görünüyorum.Aslında arkadaşlarımın hepsi 'normal değilsin.' diyor ama ben yine de şaka olarak söylediklerini düşüneyim.Bir de çok inanırım bu sözüme : İnsan bedeni, sahip olduğu ruhun yansımasıdır.Bende de öyle olduğuna inanıyorum ama bazen şüpheye düşüyorum.Çok mu mantıksal oldum.Kendimle çeliştim.